6. The discourse function
Johanson (1971: 77–87) describes the function of verb forms to mark different discourse types. A verb form can be used to introduce a narrative and define the discourse type of the whole text.
- Johanson (1971: 77-87) eylem biçimleri farklı söylem türlerini(diskur) işaretleme görevini üstlenir. Bir eylem biçimi bir anlatı şekli ve tüm metnin söylem türünü tanımlamak için kullanılabilir.
Another possibility is that a discourse type can be based on a verb form, i.e. the given verb form is used repeatedly in the text. In Example 1 above, the {-DỊ-ydỊ} forms girdi:dik and vardï:dïq introduce the narrated episodes.
-
Bir diğer olasılık ise , bir anlatı türünün eylemin formuna dayalı olabileceğidir, yani verilen eylem formu metin içinde tekrar tekrar kullanılır. Yukarıdaki Örnek 1’de, {-DỊ-ydỊ} formları olan girdi:dik ve vardï:dïq, anlatılan bölümleri tanıtmaktadır.
-
Geçmişi anımsama işlemi ama mış yapısından farklı olarak uzak geçmiş manasında kullanılan koşaç kullanımı gibi bir durum söz konusu
-
Yusufiyle dün oturduk, 80 yıl öteye gittik ve bu sefer bunu hatırlarken o recall işlemini yaparken uzaklığı anlatıyor
-

They are used as encompassing markers to signal that the following narration is based on the evidence of a self-experienced event. In the second example the entire episode is based on repeatedly used {-DỊ-ydỊ} forms.
- Bunlar, takip eden anlatının, öznenin kendiliğinden deneyimlediği bir olaya dayandığını belirten kapsayıcı işaretçiler olarak kullanılır. İkinci örnekte ise tüm bölüm, tekrar tekrar kullanılan {-DỊ-ydỊ} formlarına dayanmaktadır.
- Bu kapsayıcı anlatının öznenin kendi yaşadığı bir deneyim üzerinden aktardığını, anlatı şeklinin buna dayalı olduğundan bahsediyor
- Kaynak: amdinin götü
Example 2.
-
Benim hayatım Mehmet’in köye gelişi ile değişti.
- My life changed when Mehmet came to the village.
-
İlk köy kahvesinde gördüydüm Mehmet’i, elinde gazete ile yola yakın bir masada oturuyordu.
- I recall that I first saw Mehmet in the village coffeehouse; he was sitting with a newspaper in his hand at a table close to the road.
-
Bakıştıydık.
- We looked at each other.(İngilizce’ye tam yansıtılamamış)
-
Ne yalan söyleyeyim çok beğendiydim onu.
- I will not lie, I liked him.
-
Gülümsediydi bana.
- He smiled at me.
-
Ben de ona gülümsediydim.
- And I also smiled at him.
This possibility, namely repeated marking of the discourse type, is not possible if the marker is an adverb denoting an evidential meaning, such as obviously in English. Therefore in an English translation, such grammaticalized meanings can be expressed only on a limited scale. For a comparison of means of expressing evidential meanings in Turkish and Swedish, see Csató (2009).
- Bu olasılık, yani özellikle anlatı türünün tekrar tekrar işaretlenmesi, eğer işaretçi, İngilizce’deki “obviously” gibi kanıtlayıcı anlam taşıyan bir zarf ise mümkün değildir. Bu nedenle, İngilizce bir çeviride, bu tür dilbilgisel anlamlar yalnızca sınırlı bir ölçüde ifade edilebilir. Türkçe ve İsveççe’de kanıtlayıcı anlamların ifade edilme yollarının karşılaştırması için bkz. Csató (2009).
7. The decline of {-DỊ-ydỊ}
The form {-DỊ-ydỊ} is old and occurs in historical texts. It is frequently used in literary works by Fakir Baykurt, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, and other village literary writers, and also authors from Istanbul, e.g. Hüseyin Rahmi Gürpınar.
-
DỊ-ydỊ} biçimi eskidir ve tarihsel metinlerde görülür. Fakir Baykurt, Orhan Kemal, Yaşar Kemal ve diğer köy edebiyatı yazarlarının yanı sıra Hüseyin Rahmi Gürpınar gibi İstanbullu yazarların edebi eserlerinde de sıkça kullanılır.
-

-
Köygöçüren, Fakir Baykurt (103)
-

-
Köygöçüren, Fakir Baykurt (134)
{-DỊ-ydỊ} is the remainder of an old vital form. Its decline has affected the development of the true pluperfect {-mỊș-tỊ}, which today can also be used without referring to a time before a localization point in the past; in other words, it can be used to mean ‘It was done’ rather than ‘It had been done’ (Johanson 1971: 58–59).
- {-DỊ-ydỊ} eski bir önemli formun kalıntısıdır. Bu yapının kullanım sıklığının azalması, gerçek pluperfect {-mỊș-tỊ}‘nin gelişimini etkilemiştir; bu günümüzde, geçmişteki bir yerelleştirme noktasından önceki bir zamanı ifade etmeksizin de kullanılabilir; diğer bir deyişle, ‘Yapıldı’ anlamında, ‘Yapılmıştı’ yerine kullanılabilir (Johanson 1971: 58–59).
- Roma kalıntısı(nötr)
- Pluperfect e açıklama düş
- (önceki geçmiş zaman)
- (mişli geçmiş zaman)
- Localization point dediğimiz bir noktayı alarak bir önceki ve sonraki evente refer etmeden bahsedebiliyoruz.
- After I swallowed a pill, I died değil de öldüm diyebilmek gibi
East Old Turkic displays {-DỊ} är-dị as opposed to {-mỊš} är-dị, e.g. Kör-dü-̣ m är-dị ‘I once saw’, Öŋ-düṇ sözlä-δị är-dị ‘X once spoke’. Several other Turkic languages display constructions of this kind, e.g. Gagauz Al-dï-̣ y-dï-̣m, Crimean Tatar Al-dï-̣m ä-dị ‘I once bought it’. Other modern languages exhibit similar constructions. The similarities between these forms should be investigated.
- Doğu Eski Türkçesinde {-mỊš} är-dị’ye karşılık {-DỊ} är-dị bulunur, örneğin Kör-dü-̣ m är-dị ‘bir zamanlar gördüm’, Öŋ-düṇ sözlä-δị är-dị ‘X bir zamanlar konuştu’
- Diğer bazı Türk dilleri bu tür yapılar sergiler, örneğin Gagavuzca Al-dï-̣ y-dï-̣m
- Kırım Tatarcası Al-dï-̣m ä-dị ‘Bir zamanlar satın aldım’.
- Diğer modern diller de benzer yapılar sergilemektedir. Bu biçimler arasındaki benzerlikler araştırılmalıdır.
8. Conclusion
This article deals with the position of {-DỊ-ydỊ} forms in the Turkish verbal system. Arguments have been presented in favor of analyzing this verb form as an evidential anterior form referring to a self-experienced event as remembered or as recalled to mind. The source is the speaker’s memory. To our knowledge, this is a typologically non-attested type of evidential marker.
- Bu makale, {-DỊ-ydỊ} formlarının Türkçe eylem sistemindeki konumunu ele almaktadır. Bu eylem formunun, bir özne tarafından hatırlanan ya da akla getirilen bir deneyimi ifade eden, kendiliğinden yaşanmış bir olaya atıfta bulunan bir kanıtlayıcı geçmiş zaman formu olarak analiz edilmesi gerektiği yönünde argümanlar sunulmuştur. Kaynak, konuşmacının hafızasıdır. Bildiğimiz kadarıyla, bu tür bir kanıtlayıcı belirteç, tipolojik olarak kaydedilmiş bir örnek değildir.