Sözcük yapım kuralları

• Sözlüksel Boşluklar (lexical gaps)

  1. Dilin ses olanakları içinde birleşip bir bütün oluşturma ve sözlüğe eklenme olasılığı olan, ancak bu duruma getirilmemiş olasılıklar vardır. Örneğin Türkçenin ses yapısı sala, enileç vb. gibi şu an için anlamsız olan pek çok ses birleşimi üretebilir. Bu, Türkçe açısından bir sözlüksel boşluktur. Bu birleşimlerin yapılabilme olasılığı, dilde yeni birimlerin üretilebilme olasılığını da beraberinde getirir. Bir ses birleşimi, bir uzlaşımla belirli bir kavramı karşılar duruma geldiğinde, yeni sözcükler doğmuş olur. Ancak, Türkçenin ses yapısının izin vermediği kşamba, chinşediz vb. gibi birleşimler, Türkçede bir sözlüksel boşluk olarak kabul edilemez.
  2. Diğer bir boşluk türü ise, olası biçimbirim birleşimlerinin henüz gerçekleşmemiş olmasından doğar. Örneğin çay-la-k (su-la-k, ot-la-k benzeri), yaz-gın (kes-kin benzeri) vb. gibi.

• Bu bileşme yolları, her dilde yeni sözcüklerin yapımı için gereken kuralların belirli

olması nedeniyle olasıdır.

Türetimsel Biçimbilim (derivational morphology)

Kimi biçimbirimler eklendikleri kök ya da gövdelerden yeni sözcüklerin üretilmesini sağladıkları için, bunlara türetimsel biçimbirimler (derivational morpheme) ya da Türkçe dilbilgisi çalışmalarında genellikle anıldığı biçimiyle yapım ekleri denmektedir. Türetilen yeni sözcük, kök anlamından farklı bir anlam taşıyabilir ya da farklı bir sözcük ulamına üye olabilir. Türkçedeki türetim olanakları aşağıdaki gibi örneklenebilir:

• Ad > Ad

Ad > Eylem

Ad > Sıfat

kapı + cı

göz + lük

anı + t, yapı + t

kap + la-, sap + la-

dolma + lık (biber), gün + lük (gazete)

uyum + lu, para + lı

uyum + suz

Eylem > Ad

Eylem > Sıfat

Ad > Belirteç

sal + gın

dost + ça

sabah + leyin

tut + aç

kapa + k

gir + di, çık + tı

bil + gin

sal + gı + n, gör + gü

yaz + ı, ver + i, koş + u

al + ış

Sözcük yapımı

Yapım ekleri, sözlüğe yeni birimlerin eklenmesini sağlarlar. Ancak, bir kavram sözlüğe eklendiğinde, genellikle aynı kavram için olası diğer türetim yolları gerçekleşmez. Örneğin açacak sözcüğü türetildiği için sözlükte aynı kavramı karşılamak üzere olası *açkı, *açak sözcükleri türetilmemiştir. Bu durum, bir yandan sözlükçedeki rastlantısal boşlukları (accidental gaps) açıklamakta, diğer yandan da dildeki gerçekleşmiş sözcüklerin olası sözcükler dizisinin yalnızca bir alt-dizisi olduğunu göstermektedir. Ancak, kimi zaman bu durumun geçerli olmadığını da görürüz. Örneğin, Türkçede hem delgi, hem delgeç, hem delecek hem de delgiç sözcükleri bulunmaktadır. Ancak, şuna dikkat etmek gerekmektedir ki, bunlar ya anlamca ufak tefek de olsa değişiklik göstermektedir ya da kullanım alanları birbirinden farklıdır. Örneğin delgi, matkap karşılığı kullanılırken, delecek ve delgeç, zımba karşılığında kullanılmakta, delgiç ise yalnızca “ucu sivri demirli, ağaçtan tutacak yeri olan ve tütün dikmeye yarayan araç”ın adı olarak kullanılmaktadır. Ayrıca, şunu da belirtmek gerekir ki, bu tür birimlerin sayısı dilde oldukça sınırlıdır.

• Yeni sözcükler türetmeyi sağlayan biçimbilimsel kurallardan bazıları üreticidir (productive). Yani, bu kurallar bağımlı ya da bağımsız biçimbirimlerden yeni sözcükler üretmek üzere özgürce kullanılabilir. Örneğin –lı biçimbirimi özgürce her adın arkasına getirilerek sıfat yapımından kullanılabilir: pencere + li, elbise + li, akıl + lı, taş + lı, bulut

  • lu, kapa + lı, önem + li vb. Bu kuralı şu biçimde gösterebiliriz: • • •

AD + -lI = “AD-ı olan” ör. pencere-li = “pencere-si olan”

• Bununla birlikte, bu üretici kurallar içinde de kimi rastlantısal boşluklar bulabiliriz. Örneğin –siz biçimbirimi kapı-sız, ev-siz, şeker-siz, verim-siz, olum-suz vb. gibi örneklerini kolayca çoğaltabileceğimiz üretici bir biçimbilimsel kural olmasına karşın, aynı kural kullanılarak oluşturulabilecek giyim-siz sözcüğü Türkçenin sözlükçesinde yer almaz. •

Sözcük yapımı

Benzer bir biçimde, belirteçler arasında cesur-ca, korkak-ça, gizli-ce, açık-ça biçimlerinin bulunmasına karşın, aynı anlamsal türetim olanağını sağlamak üzere türetilebilecek kapalıca biçimi sözlükçede bulunmamaktadır. Dikkat edilmelidir ki, bu birim “kapalı sayılabilecek biçimde” anlamıyla bulunmasına karşın, önceki sözcük dizisindeki türetim mantığına karşılık gelen “kapalı bir biçimde” anlamıyla sözlükte yer almaz. Yani, örneğin, korkakça “korkak bir biçimde” anlamına gelirken, kapalıca “kapalı bir biçimde” anlamına gelmemektedir.

Bileşikler (compounds)

• Bileşikteki sözcüklerden her ikisi de aynı sözcük türünde ise, bileşiğin kendisi de bu türde olacaktır. Bileşikteki sözcüklerin farklı türlerde olması durumunda ise, bileşiğin sözcük türü, genellikle son sözcüğün türünde olur. Burada yazımın, yani birleşik ya da ayrı yazım biçimlerinin bir sözcüğün bileşik sayılıp sayılamayacağında bir ölçüt olmadığını da belirtmek gerekmektedir.

• Bileşiklerin Anlamı: • • Bir bileşiğin anlamı, onu oluşturan sözcüklerin anlamının toplamından genellikle farklıdır. Yani, oluşturucu sözcüklerine anlamına bakılarak bileşik sözcüğün anlamına ulaşmak çoğu zaman olanaksızdır. Örneğin önsöz “önden söylenen söz” anlamı taşımaktadır ama kırkayak’ların tam kırk adet ayağı yoktur; ya da dikkafalı birisinin kafası gerçekte dik olmayabilir. Benzer bir biçimde demirbaş, ne demir ne de baş ile ilgilidir; samanyolu da samanlarla dolu yol anlamına gelmez.

İkilemeler (redublications)

Parçasal: sıcak-sımsıcak mavi-masmavi Tam: hızlı-hızlı hızlı zaman-zaman zaman s…f : sıkı fıkı k…s: kaba saba Bet beniz, tas tarak, kalem malem Anlamsal olarak:sorgu sual, kılık kıyafet Biçimbilimsel olarak: yalana dolana başvurmak, eli yüzü düzgün…

Kısa adlar (acronyms)

• Pek çok sözcüğün ilk harflerinden oluşturulan kısaltmalar da zamanla bir dilin sözvarlığına eklenerek sözcüksel

kullanımlara sahip olabilir. Örneğin;

UNESCO “United National Educational, Scientific and Cultural Organization” UNICEF “United Nations International Children’s Emergency Fund” Radar “radio detecting and ranging” Laser “light amplification by stimulated emission of radiation” Scuba “self-contained underwater breathing apparatus”

TDK (Türk Dil Kurumu) TRT (Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu)

• • • • • • • • • • MGK, DGM •

Fak-Fuk Fon

Kaynaşmalar (blends)

• motel > motor + hotel •

smog>

smoke + fog (“dumanla karışık sis”)

Art-yapım (back-formation)

Türkçede çok yaygın değildir. İletişmek (iletişim sözcüğünden) Abarmak (abartmak eyleminden) İng: peddler (seyyar satıcı)…. Peddle (kapı kapı dolaşıp satmak)

Kısaltmalar (abreviaitons)

televizyon

• tv • prof > profesör • • • • •

İng. telly > television İng. piano İng. gym > gymnasium

pianoforte

Kırpma (clipping)

Uzun bir sözcüğün kısaltılarak kullanılmasıdır. Beyazıt… beyaz Telgraf çekmek… tel çekmek İnternet… net Otomobil… oto Gecekondu… kondu

Dönüştürme (convertion)

Sözcük üzerinde herhangi bir değişikliğe gitmeden sözcük sınıfının

değiştirilerek kullanılmasıdır.

Acı acı- Ekşi ekşi- Ağrı ağrı-

İsimlerden alınan sözcükler (eponymy)

• sandwich > Earl Sandwich’in adı. Kumar oynarken yemek yiyebilmek için • yemeklerini iki ekmek dilimi arasına koyardı.

Markalardan alınan sözcükler (coinage)

• Selpak, aygaz, tursil, vimle-, sana, pimapen

Ödünçleme(borrowing)

Hamburger Problem Faksla-

Dilbilgisel biçimbirimler

Sözcüklerden yeni sözcükler üretmeye yarayan türetimsel

biçimbirimlerin yanında, daha çok dilin biçimbilimsel düzemlinin sözdizimsel düzlemiyle ilişkiye girmesini sağlayan dilbilgisel biçimbirimler de vardır. Bunların “anlam”ları dilbilgiseldir. Örneğin Talat tatile Ağustos’ta gidecek tümcesindeki –ecek gelecek zaman anlamını taşımakta, Elindeki makası masaya koy tümcesindeki –a biçimbirimi de bir yönelme anlamı iletmektedir.

Çekimsel Biçimbirimler (inflectional morphemes) (Çekim Ekleri)

• • Çekim ekleri, “zaman”, “sayı”, “cinsiyet”, “durum” vb. gibi kavramları yansıtan dilbilgisel belirleyicilerdir. • • Çekim ekleri, • bağımlı eklerdir; • eklendikleri biçimbirim ya da sözcüklerin sözdizimsel ulamını değiştirmezler; • kesinlikle tamamlanmış sözcüklere eklenirler; • her zaman türetim eklerinden sonra gelirler: • kapı-cı-lar-ın • Türkçede sesbilimsel olarak gerçekleşmeyen bir çekim eki de vardır. Bu ek, özneyi işaretleyen yalın durum eki ve

*kapı-lar-cı-nın

  1. tekil kişi ekidir ve Ø biçiminde gösterilir.

• • Ali ev-e git-ti-Ø.

• Türetimsel eklerden ve bileşiklerden söz ederken, farklı biçimbirimlerin anlamlarını bilmenin mutlaka biçimsel olarak karmaşık sözcüklerinin anlamlarını bilmek demek olmadığını belirtmiştik. Yani, sal- eylemini bilen bir kişi, bu kökten türetilen salgı sözcüğünün anlamını ya da su ve börek sözcüklerini bilen bir kişi suböreği’nin nasıl bir şey olduğunu bilemeyebilir. Ancak bu durum çekimsel biçimbilimde geçerli değildir. Çekim ekleri hiçbir zaman eklendikleri gövdelerin sözlüksel anlamlarını değiştirmediklerinden (dilbilgisel anlamlarını değiştirdiklerine dikkat edin!), çekim ekleri eklenen bir sözcüğün anlamını da biliriz. Yani gel- eyleminin anlamı, geldi, gelecek, geleceğiz çekimli eylemlerinde değişmemektedir. •