Dilbilime Giriş sesbilgisi
Sayfa 1
Sesbilgisi (Phonetics)
Sayfa 2
SES BÖLÜMLERİ (Sound Segments )
Dilin seslerinin tanımlanması ve sesler arasındaki farklılıkların belirlenmesi, alanın temel konularıdır.
BİREYSEL SESLER (Individual Sounds)
Bir sözcük çoğu zaman birden fazla sesten oluşur ama bu sesler ayrı ayrı değil, tek bir sesmişçesine, yani tek bir sürekli ses (continuous sound) olarak algılanır. Bu biçimde algılanan bir ses, dili bilenler tarafından parçalarına ayrılabilir:
-“cat > cat ‘ked’—> kedi & PARÇALAMA (SEGMENTİNG)
-not X knot “ağabey —> a.bi n.Oo.t. kn.o.t
psycho > ps.y.ch.o
Sayfa 3
-
Dilin seslerini tanımak, çevremizdeki diğer sesleri tanımaktan farklıdır. Orneğin, bir öksürük sesini parçalarına ayıramayız.
-
Dil ve müzik birbirine benzer. Bir müzisyen bir keman parçasını oluşturan bireysel sesleri notalar halinde birbirinden ayırıp bunları kağıda dökebilirken, bu konuda eğitimsiz olan bir kişi bu parçadaki sesleri tanıyamaz ve yazamaz. Bu, bir dili bilmekle bilmemek arasındaki ayrımdır. Her anadili konuşucusu, herhangi bir eğitim almadan kendi anadilinde üretilmiş bir konuşma sinyalini parçalayabilir.
Sayfa 4
KONUŞMA SESLERİNİN TANIMLANMASI
Konuşma seslerinin tanımlanması çok zordur. Çünkü, örneğin, kedi sözcüğünü ardarda sesleten aynı konuşucunun bile ürettiği konuşma sinyali (speech signal) aynı değildir. Dolayısıyla, aynı sözcüğü sesleten iki ayrı konuşucunun ürettikleri sinyaller de farklıdır.
Buna karşın, aynı dili konuşanlar birbirini anlar.
Dile ilişkin bilgimiz, bir yandan bir dilin seslerinin neler olduğunu belirlerken (hangi sesler o dilin sesleridir ve hangileri değildir), bir yandan da fiziksel olarak farklı olan seslerin aynı dilin sesleri olduğuna karar vermemizi sağlar.
“Bugün (öksürme sesi) nasılsın?” > “Bugün nasılsın?”
Sayfa 5
- Akustik farklıklarına karşın, bir sesi diğerinden ayıran sesbilimsel özellikler, örneğin “b”yi “d”den ayıran özellikler, tüm Türkçe konuşucuları için ayndır.
— “th” İngilizcede bir sestir, ama Türkçe ya da Fransızcada ses değildir.
— Sesbilim, tüm insan dillerinde bulunan bütün sesleri betimlemeyi amaçlar.
— Lemi (mesaj) : Anlamlı bir sözce üretmenin aşamaları oldukça karmaşık olmakla beraber aşağı yukarı şöyle bir olaylar zincirini içermektedir: Öncelikle, konuşanın zihninde dinleyiciye aktarmak istediği bir ileti oluşur; ardından bu ileti konuşulan dilin seslerine uygun olan ses kalıplarına dönüştürülür ve sinirsel sinyaller tarafından farklı fiziksel özelliklerdeki sesleri üretecek olan konuşma organlarına aktarılır. Dinleyici duyma organlarıyla bu sesleri algılar ve zihninde gerekli ileti çözüm işlemlerini yaparak iletiyi çözümler. Böylece, ilk başta konuşucunun zihninde bulunan ileti dinleyicinin zihnine aktarılmış olur.
Sayfa 6
— SESBILGISININ ALANLARI.
- Akustik Sesbilgisi (acoustic phonetics): Seslerin fiziksel özelliklerinin incelendiği alan
e İşitsel Sesbilgisi (auditory phonetics): Seslerin dinleyiciler tarafından algılanışının incelendiği alan.
-
Söyleyiş Sesbilgisi (articulatory phonetics): Dildeki seslerin nasıl (hangi yoldan) üretildiğinin incelendiği alan.
-
Sesbilim, ayrıca temel olarak iki farklı çalışma alanına ayrılmaktadır: sessılısı (phonetics), (GÖREVSEL) SESBILIM (phonology). Aşağıda, sesbilgisi alanı ile ilgili olarak yalnızca söyleyiş sesbilgisi ele alınacaktır.
Sayfa 7
SÖYLEYİŞ SESBİLGİSİ
ÖTÜMLÜ VE ÖTÜMSÜZ SESLER (Voiced / Voiceless Sounds)
Ötümlülük, titreşme (vibrasyon) ile ilgilidir. Bir ses eğer titreşiyorsa ötümlü, titreşmiyorsa ötümsüzdür. Örneğin iki kulağımızı da parmaklarımızla kapatıp “2-2-2-2-2-2“ dersek (bu diğer ötümlüler için de geçerlidir) titreşmeyi hissedebiliriz. Türkçedeki ötümlü ve ötümsüz sesler aşağıda listelenmiştir:
ÖTÜMLÜ SESLER o — b,c,d,g,jlm,n,r,vy,z ÖTÜMSÜZ SESLER çfhkp,s,ş,t
Fısıldadığımız zaman, kullandığımız tüm sesler ötümsüz olarak çıkmaktadır. Dudakların ve dilin konumu, ötümlü ve ötümsüz seslerde aynıdır. Bunların tek farkı ötümlülük açısındandır. (£ ötümlü| : Ötümlülük özelliği böyle simgeleştirilmektedir.
Sayfa 8
-
GENİZSİL (NASAL) ve AĞIZSIL (ORAL) SESLER
-
/p,t,k,s/ve/b,d,g,z/ seslerini oluşturan gruplardan ilkindeki tüm sesler ötümsüz, ikincisindekiler de ötümlü olmakla birlikte, yani bunlar ötümlülük açısından aynı özellikleri paylaşmalarına karşın, her iki gruptaki sesler de digerlerinden farklıdır; yani, örneğin, b ve d seslerini birbirinden ayırabiliriz. Bu, bu seslerin benzer özelliklerinin yanında ayırıcı özelliklere de sahip olduğunu göstermektedir. Bu özelliklerden biri de genizsil ya da ağızsıl olmaktır.
Sayfa 9
m ve b seslerinin her ikisi de ötümlüdür. Öyleyse bunları ayrı sesler olarak tanımamızı sağlayan özellikleri nelerdir?
m genizsil bir sestir. Bu sesi çıkarttığımızda hava yalızca ağızdan değil, aynı zamanda burundan da çıkar.
m :İkötümlül (* genizsil| m :İkötümlül (* genizsil| b :İkötümlül (* ağızsıl|
NOT: Türkçede genizsil ünsüzler yalnızca m ve n sesleridir. Geriye kalan sesler ağızsıldır.
Böylece, | ötümlülükl ve (£ genizsillik| özellikleri, ünsüzlerin sınıflanmasında kullanılan iki sesbilgisel özellik (p0honetic feature) olarak belirmektedir.
Sayfa 10
SESBİLGİSEL ÖZELLİKLER
Dildeki bütün sesler bir yandan kimi seslerle benzer özellikler paylaşarak aynı grupta toplanmakta, bir yandan da diğer seslerden ayırıcı özellikler taşıyarak bireysel olarak diğerlerinden ayrılmaktadır. Bu anlamda, bütünüyle aynı özelliği taşıyan iki ayrı ses bulunmamaktadır. Sesbilimin en temel amaçlarından biri, sesleri sahip oldukları özelliklere göre tanımlayabilmektir.
Bu dersin kapsamı içinde ayrıntılı bir biçimde ele almayacak olmakla birlikte, seslerin özelliklerinin aşağıdaki gibi belirlendiğini söylemeliyiz:
Sayfa 11
ÜNLÜLER
Çene açısının durumuna göre geniş
dar
a,e,0,Ö
UİU,Ü
Dudakların biçimine göre düz
yuvarlak
,i,a,e
O,Ö,U,Ü
Dilin devinimine göre arkadil
öndil
,a,O,U
yuvarlak:
Ö,Ü
düz
e,i
Sayfa 12
ÜNSÜZLER
ÇIKIŞ BİÇİMLERİNE GÖRE patlamalı (plosive) bd,g,p,t,k
genizsil (nasal)
m,n
çarpmalı (rolled)
r
yan daralma (lateral)
|
sürtünücü (fricative) cç,fh,j,s
SES TELLERİNİN TİTREŞİMİNE GÖRE ötümlü (voiced) b,cd,g,jlm,nr,vy,z ötümsüz (voiceless) çihkp,s,ş,t
UV Y,Z
ÇIKIŞ YERLERİNE GÖRE
çift dudak (bilabial)
b,p,m
dudak-diş (labiodental)
fpV
dilucu-dişardı (dental)
dt
dilucu-dişeti (palato-alveolar) n,r,s,z
dil-öndamak (alveo-palatal) C,Ç,İ,Ş,Y
dilucu-öndamak (apical/palatal) |
dil-artdamak (velar)
kg
gırtlak (glottal)
h
Sayfa 13
(GÖREVSEL) SESBİLİM: dilin ses kalıpları
Bir önceki bölümde incelediğimiz sEsBıLGısı, konuşma seslerini ele almakta ve bu seslerin betimlenebileceği kullanımsal araçlar sunmaktadır. (GÖREVSEL) SESBILIM İse, insan dilindeki konuşma seslerinin çeşitli dizge ve kalıplar halinde nasıl biçimlendiğini inceler. Yani, bir dilin görevsel sesbilimi, bu dildeki konuşma seslerinin oluşturduğu dizge ve kalıplardır.
Sayfa 14
SESBİRİM: dilin sesbilgisel birimleri
Bir sözcüğü bilmek, hem bu sözcüğü oluşturan sesleri tanımak hem de bu seslerin birleşmesiyle oluşan ilgili sözcüğün anlamını bilmek demektir. Örneğin, sel sözcüğü ile karşılaşan bir Türkçe konuşuru, bir yandan bu sözcüğü oluşturucu seslerine parçalayarak /s.e.I/ seslerinden oluştuğunu bilmekte, bir yandan da anlamını anlayabilmektedir.
Buna karşın, aynı konuşucu kel ya da yel sözcüklerinin seden hem sesbilgisi hem de anlam açısından farklılığını da bilmektedir. Bunun kanıtı, bu üç sözcüğü rahatlıkla ayırabilmesidir. Konuşucu ya da dinleyicinin bu yetisinin altında, diline ilişkin sesbilgisi ve anlam özelliklerini bilmesi yatmaktadır.
sel / kel / yel
Sayfa 15
Önceki örneklere dikkat ettiğimizde, bunlar arasındaki tek farkın başlangıç sesleri olduğunu görürüz. Yani, bu sözcüklerin farklı anlamda olmalarını sesbilimsel olarak gösteren tek özellik, başlangıç seslerindeki farklılıktır. İşte bu farkı yaratan, adına sesbirim (phoneme) dediğimiz ve “dilde anlam ayırıcı en küçük birim” biçiminde tanımlanan dilsel olgudur.
Sayfa 16
EN KÜÇÜK ÇİFTLER (minimal pairs)
Sesbirimleri ayırmanın en temel yolu, bir sözcüğün bir sesinin değiştirilmesiyle anlamında değişip değişmediğini belirlemek, yani başka bir sözcüğün oluşup oluşmadığına bakmaktır. Bu biçimde ikili karşıtlık oluşturulacak biçimde yan yana getirilen sözcük çiftlerine en küçük çiftler (minimal pairs) denmektedir.
sel / kel € en küçükçift
sel / kal € en küçük çift değil baş/ aşk en küçük çift değil dar/ ard&€ en küçük çift değil
Sayfa 17
Tabii ki, /b/ ile /k/’nin karşıtlık oluşturduğu en küçük çiftler vardır:
baş / kaş
Yukarıdaki çözümleme, Türkçede /5/, /k/ ve /b/ seslerinin birer sesbirim olduğunu ortaya çıkartmaktadır.
Sayfa 18
En küçük çiftlere ek olarak en küçük küme’ler (minimal set) de vardır:
baş / kaş / yaş
Bu örnek, /b/, /k/ ve /y/ seslerinin sesbirim olduklarını gösterir.
Sayfa 19
Bir dildeki sesbirimler, tüm sesbilgisel özelliklerce belirlenemeyebilir. Örneğin, Türkçede “açıklı/kapalılık” anlam ayırıcı bir özellik değildir; dolayısıyla sesbirimleri belirlemek amacıyla kullanılamaz:
yel (açık /e/) / yel (kapalı /e/)
Sayfa 20
Sesbirim ayrımı yalnızca anlamlı iki sözcük ile kurulan çiftlerle yapılmaz. Bir sözcüğün bir sesini başka bir ses ile değiştirdiğimizde oluşan sözcük anlamsız da olsa, bu ikisi en küçük çift oluşturur, çünkü anlamın ortadan kalkması da yine bir anlama işaret etmektedir:
ayak / abak
Sayfa 21
“abak” gibi sözcüklere sesbilim çalışmalarında anlamsız sözcükler (nonsense words) ya da olası sözcükler (possible words) denmektedir. Olası sözcükler, sözlükçede rastlantısal boşluklar (accidental gaps) oluşturmaktadır. Bir rastlantısal sözcük, yine de, dilin bütün sesbilimsel kurallarına uymak zorundadır. Yani, örneğin, “axak”, Türkçe için bir rastlantısal boşluk değildir.
Sayfa 22
Sesbilimsel Olgular
Süre Kavşak Durak Ton EZgİ Vurgu
Sayfa 23
Süre
Sesbirimlerin çıkarılış süreleri dilde anlam ayırt etmektedir.
aşık aşık katil katil
Sayfa 24
Kavşak
Son sesinde ünsüz bulunan bir sözcükle önsesinde ünlü bulunan bir sözcük arasında söyleyişte ulamayı ortadan kaldırmak amacıyla verilen kısa aradır.
Balkonaçıkmış Kaldıraç İlkbaharatyarışları Adamyatakalmış Bölüğüntankerleri
Sayfa 25
Durak
Bir tümce ya da sözce içinde bulunan birden çok bilgi öbeği arasında verilen kısa aradır.
Karadenizhavayollarındaaksamaoldu.
İzinsizinşaatagirenikiçocukyaralandı
Torununuzmuhteremdedesiileanneannesinin ellerindenöper.
Sayfa 26
Ton
Bir hecenin tiz ya da pes söylenmesidir. Efendim Ha Aman İyiyim Aferin Ya
Sayfa 27
Vurgu
Bir sözcüğün bir hecesinin daha baskılı (soluklu) söylenmesidir.
“Türkçede vurgu genellikle son hecededir. o. ‘nur
o.nur. “lan
o.nur.lan. ‘dır
o.nur.lan.dı. ‘rıl
o.nur.lan.dı.rıl. “mış
Sayfa 28
Vurgu
Vurgu son hecede değilse yer değiştirmez. tey.ze
tey.ze.ler tey.ze.le.rim
tey.ze.le.rim.den
Sayfa 29
Vurgu
Üzerine vurgu almayan bir ek geldiğinde vurgu bir önceki hecede kalır.
ça.lış… ça. lış.ma (olumsuz emir) ça.lış. ‘ma (yapılan iş) o. ‘ku o. ‘ku. ma (olumsuz emir)
o.ku. ‘ma (yapılan iş)
Sayfa 30
Vurgu almayan ekler
-(I)yor (geliyor) -ken (uyurken) -leyin (sabahleyin) -CA (kadınca)
-MA (yapma)
Sayfa 31
Vurgu
Gelin buraya. *İlk hece vurgulandığında birkaç kişiyi çağırma *İkinci hece vurgulandığında evlenen kız
Sayfa 32
Vurgu
Çok kötü düştü. (düş. tü/ “düş.tü) Bodrumdan aldım. (‘Bod.rum / bod. ‘rum) Ordunun silahları. (“Or.du / Or. ‘du)
Bu tür konuşma. (ko.nuş. ‘ma / ko. ‘nuş. ma) Ne güzel güldü. (gül. “dü / ‘gül.dü)
Kardeşim vardı. (var. ‘dı / “var.dı)
Çocuk açtı. (aç. ‘tı / “aç.tı)
Sayfa 33
EZgİ
Ton değişimlerinin tümüdür.
- Biten ezgi
- Süren ezgi
- Soru ezgisi
Sayfa 34
EZgİ
Biten ezgi: Tümcenin bittiğini gösterir. Bunu beğenmedim. Çocuklar sinemaya gittiler.
Sayfa 35
EZgİ
Süren ezgi: Ses tonu ezgi doruğuyla aynı kalır ya da yükselir.
Geldim > gördüm) yendim.
Sayfa 36
EZgİ
Soru Ezgisi: Soru tümcelerinde ortaya çıkan ezgidir. Geliyor T mu?
Sayfa 37
Ezginin anlam ayırıcı özelliği
Ali Ayşe’nin kimi gördüğünü bilmiyormuş ?/.
Sayfa 38
Odaklama
Ali Ayşe’ye KİTAP verdi. Ali AYŞE’YE kitap verdi. (ezgi) ALİ Ayşe’ye kitap verdi. (ezgi)
Sayfa 39
Odaklama
Öğrenci yarın sınava girecek. Öğrenci yarın sınava girecek. Öğrenci yarın sınava girecek. Öğrenci yarın sınava girecek. Sınava öğrenci yarın girecek